Menü |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rap'in Türkçedeki tam karşılığını 'Sert dille eleştirmek.' olarak kabul edebiliriz. Zaten Rap'in altında bulunduğu çatı Hiphop da böyle sebeplerden doğmuştur. RAP'in "[R]hytm [a]nd [P]oem (Ritim ve Şiir ya da Ritmik Şiir) veya [R]ytmic [A]merican [P]oetry (Rikmik Amerikan Şiiri)" sözcüklerinin kısaltması olduğu bilinir fakat yanlıştır. Rap'in açılım yoktur veya geçmişte kaybolmuştur.Veya respect and Peace diye tanımlanabilir.
1995 yılında Almanya'dan Karakan, Cinai Şebeke ve Erci-E tarafından oluşturulan Cartel Türkçe sözlü rap müzik yaparak bir ilki gerçekleştirdi. İlk günlerde dinleyenleri inanılmaz bir hayret sarıyordu. Cartel'e olan bu ilgi albüm satışlarına ve konsere gelen kişi sayılarına da yansıdı. Ahmet San'ın menajerliğinde Türkiye'nin her yerinde konserler verildi. Ancak bu olumlu hava uzun süre devam etmedi.
Cartel'in yakaladığı başarı sonrasında plak şirketleri yeni rap müzisyenlerinin peşine düşmüşlerdi. Ancak henüz yeni yeni yetişen gençler arasından, rap dünyasında "Wack Mc" denilen amatör rap müzisyenlerini bulabilmişlerdi. Bu müzisyenlere albüm çıkartan şirketler için sonuç oldukça vahimdi. Cartel yakaladığı başarıda bir ilktir. Birkaç plak şirketi aynı sonuçla karşılaşınca rap müzisyenleri için artık şirket bulmak oldukça zor olmuştur.Cartel den sonra(ki carteli rapde değerlendirmeyen sadece moda ve özenti diye tanımlayan insanlar var)türkçe rap undergrounda oluşumuna başaladı.Underground hiçbir karşılığı olmadan yapılan müziğe verilen isimdir.Zaten para sorun olmuyunca her sanatkar özgürce çalışabilir.Bundan dolayı türkçe rap overgrounda underground bağlantılı çalışmalar yapması zaten over olan rapperın kalitesini artırıyor.mesela türkçe rap de undergrounda MT,Sansar,pit10 gibi mclerin 10dan fazla albümü bulunmaktadır.Bunlar bir noktadan sonra medyatik oluyorlar.Para kazançıda ordan geliyor.Örn.reklam,dizi,featler,konser.Ama undergrounda kaliteli olursa önü açılır.Şimdi ise türk rapperlar overground olunca 100.000 satıyorlar buda onlar eskiden beri oluşturduğu kemik diniliyicilerin kanıtıdır.
RAPİN DOĞUSU  |
|
|
Cartelle başlayıp Barikatla devam eden Türk hip-hopı çoğunlukla politik olmaktan uzak. Hip-hop müziğin öyle sihirli bir hamuru var ki, doğup büyüdüğü topraklardan azade bir biçimde her coğrafyaya ve kültüre nüfuz edebiliyor; sokak kültürü oluşunun özellikleri sayesinde kolaylıkla ezilen hırpalanan ve dışlanan kesimlerin silahı haline gelebiliyor. Örneğin hip-hopın anavatanına mesafe olarak çok uzakta olmayan, ama kültür olarak uçurum bulunan Havana nın doğu kıyısında, Fidel Castro nun Küba devrimine adadığı bir mahalle var; adı Alamar. Sokak aralarında çocukların basketbol oynadığı, akan çatıların altında sıcak dostlukların yaşandığı yaklaşık 100 bin nüfusuyla bu mahalle, Küba;nın Broxu olmaya aday. Soğukluğu yüzünden Sibirya diye isimlendirildiği bölgenin bir özelliği de, şehrin karmaşasından uzakta, Miamiden gelen radyo ve televizyon dalgalarını çekebiliyor olması. 1990ların başında Alamar gençleri, Amerikanın bütün dünyaya şırınga ettiği kültürle bu radyo dalgaları aracılığıyla tanıştı.
Hip-hop dünyanın her yerinde kendine aştığı küçük yaşam alanından sıyrılarak, kısa süre içinde İngiltereden Kıta Avrupasına, hatta diğer kıtaların belli başlı ülkelerine yayılarak çok popüler bir müzik haline geldi. Hip-hop kültürünün özünü, yöneten beyaz adama karşı oluşturduğu beğeniler bütününden oluşturmuştu; şimdi bütün dünyada bu öz değerini yitirdi. Amerikada ve diğer coğrafyalarda içi boşaltılarak yükseldi hip-hop, yani poplaştı. Başkaldıran siyah, yerini kazandığı kirli para ile dünyanın kıçına tekmeyi atan, silah, uyuşturucu, kadın ve araba meraklısı dejenere tüketiciye bıraktı. Bu bir rastlantı değildi; toplumsal eşitsizliğin bulunduğu her yerde rahatça besleniyordu bu müzik, fakat dünyanın her yerindeki hip-hopçılar için ciddi bir bilinç problemi vardı. Bizde her şey Cartelle başlamadı; Public Enemy ile de başlamadı. Bugün Türkiyede hiphop yapanlar için meselenin kaynağını, üç kuşak önce Almanyaya ucuz ücretli iş gücü amacıyla göç ettirilen emekçi aileler oluşturdu. Sadece uluslar hip-hop arenada yükselen ilk Türkçe sesin adı Carteldi. Boyalı basın ve bulvar gazeteleri Cartelin Türklüğü ve çok satması dışındaki konularla ilgilenmedi uzun süre. Sadece bunlardan iş çıkar mı? diye potansiyelini sorguladı. Uzaktan ve sessizce. Arada bir Ataköydeki kay-kay pistleri ya da Harbiyede bir bankanın önünde akşam saatlerinde toplanan hip-hopçı gençler, kentin kalabalığından ve caddenin egzoz kokularından etkilenmeden break-dance ların keyfini çıkarırken küçük haberlerin malzemesi oluyordu. Ta ki ‘Türkçe hip_hopın önü açılmaya başladı, Önümüzdeki yollarda bu isimler bir yerlere gelecek gibi umutlar veriyor gibi söylentiler çıktı, yada her gördüğü potansiyel ışığa balıklama atlayan popçularımızın albümlerinde birer ikişer hip_hop parçalar görülmeye başlandı, o zaman tam sayfa renkli haber ve konular çıkmaya başladı gazetelerde.
Şayet Türkiyede bir underground kültürü olarak hip-hoptan söz edilecekse ne yazık ki bunun çok az örnekleri olduğu söylenmeli. Öncelikle müzik ve politikayı birbirine karıştırmadıklarını ifade eden, dolayısıyla muhafazakar görüşlü olan ve rapte ortalamayı yansıtan tüm kesimleri bu kategorinin yakınından bile geçirmemekte fayda var. Altı yıldır elektrik idaresinde çalışan ve Vatan adlı eski parçasındaki milliyetçi anlamlardan dolayı hata yaptığını düşünen Ceza, işçi sınıfından gelen yetenekli bir hip-hopçı. Irkçılığa karşı olduğunu söyleyen, arabesk, pop ve televole kültürünün yozlaştırdığı insan profiline karşı nefretnini dile getiren Cezanın rap yeteneği batıdaki iyi örneklerinden hiç de aşağı kalacak cinsten değil. Hip-hopı bir yaşam felsefesi haline getiren ve kendini bu yolla anlatan Maho B.nin şarkıları, genelde protest olmasına rağmen, psikolojik etkileri daha belirgin. Kendisinin de ait olduğu bir kesimi yani ezilen, itilen insanı anlatıyor, bir rap misyoneri gibi görüyor kendini. Barikat ise bu konudaki en özgün isimlerden biri; daha önceleri Bursada toplumsal sorunlara değinen Güneşin Çocukları adlı çevreci grup, daha politik konulara parmak basmaya doğru çevrilince, Barikat adını aldı. Hip-hopın sisteme karşı duran özüne sahip çıktığından, kendilerine Anadoludaki muhafazakar yapıyı kırmaya çalışan batılılaşma hareketinin öncüleri olan Jontürk hareketinin adını uygun gördüler. Bir tür Anadolu hip-hopı icra ederek, müziklerine akılcılık ve aydınlanma fikrini taşıyorlar. Barikatı diğerlerinden ayıran en önemli nokta ise, açık politik kimlikleri ki, bu diğer underground hip-hop ekiplerinin en büyük eksikliği. Underground oluştaki zincirin en önemli halkası, bugün sadece Barikatta var ve bu da onları diğerlerinden bir adım öne çıkarıyor. Ekonomik kriz ortamında hip-hopın yükselişi tesadüf değildi, ama bedelini unutmamakta fayda var. Bu bedel hiç de cuzi bir şey değil; evcilleştirilmiş ve piyasanın hizmetine sunulmuş hip-hopın son örneği bugünlerde TVde sık sık izlediğimiz telefon kartı reklamı. Türkiyede hip-hop önemli bir yol ayrımında; ya köklerine ve asıl kimliğine sahip çıkacak yada kendinden taviz vererek piyasada yerini alacak, yani popçuların ve büyük şirketlerin elinde, tıpkı reklam filmindeki gibi maymun olacak. Bunlardan ikincisinin olmaması için yukarıda adı geçen hip-hop kahramanlarına çok iş düşüyor. Bunun için de, mutlak suretle herşeyi kullanan gerici kurumlardan, kendini dergi veya gazete köşelerinde onların temsilcisi gibi gören ve bunun üzerinden yükselmek isteyen pazarlamacılardan uzak durmalı. Yoksa hip-hop adına bir sürü şaklabanın, televolelerde görülmesi, hatta bu ülkenin müziğinde en büyük yozlaşmayı temsil eden Rumeli Hisarı / Yıldızlı Gecelerde sahne alması işten bile değil.
|
------------ EN YENİLER 2009 SOZLERİ-----------
DUNYADA IBNELIK OLMASAYDI DUNYA YUVARLAK OLMAZDI...
BUTUN BISIKLETLERE BINDIM, BISAN A BINEMEDIM...
AH KIZIM AH!! BEN NE SALAGIM. SENI NE DOKTORLAR, NE MUHENDISLER ISTEDI DE
VERMEDIM. UZULME ANNECIGIM. BEN HEPSINE VERDIM...
TEMEL ILE DURSUN TRABZONDA KAZI YAPIYORLARMIS. KAZ OLMUS...
OGLUM MUJDE SANA IS BULDUM! NASIL IS,BUFEDE YEDIGUN VERECEKSIN...
SENI GORUNCE GOZLERIM DOLAR, KULAKLARIM MARK...
BU MESAJ OZEL BI FREKANSLA GONDERILMISTIR.ZEKILERDE HAFIZA KAYBI APTALLARDA KISA SURELI KORLUK IBNELERDEDE BI ANLIK GULUMSEME YAPAR...
ASK HAVUZUNA APTALLAR DUSER, AMA BENI ITTILER...
AGLARSA ANAM AGLAR GERISI PLAYBACK YAPAR...
O'NUN SERT BEDENINI OCE AVCUMUN ICINE ALDIM SONRA KAFASINI DUDAKLARIMIN ARASINDAN GECIRDIM O ESSIZ SIVI BANA HAYAT VERIYORDU COCACOLA HAYATIN TADI...
BOYNUMA SURTEREK GOGUSLERININ ARASINDAN ASAGIYA KALCAMIN YANINA KADAR GETIRIP YUVASINA OTURTTUM CIKAN SLAK SESI BANA
GUVEN VERIYORDU EMNIYET KEMERI SEN DE TAK...
IKI UZAYLI BENZIN ISTASYONUNA GITMISLER.BIRI BENZIN POMPASINI TUTMUS ARKASINA SOKMUS.DIGERI ONA SASKIN BIR BAKISLA:BU YAPTIGIN NORMALMI?DEMIS.
DIGERI ISE:HAYIR KURSUNSUZ.DEMIS ...
TEMEL KAZI YAPINCA FADIME HASRETLIKTEN CATLAMIS...
DOGA'NIN KANUNU VARSA ARIF SAG'IN SAZI VAR...
ADAMIN BIRI MAHKEMENIN ONUNDEN GECIYORMUS. MAHKEMEDEN CATAL-KASIK SESLERI GELIYORMUS NIYE? CUNKU MAHKEMEDE SANIGIN HAKKINI YIYOLARMIS...
OLM SENDE NE DERS CALISIYON,CEK KOPYANIN HASINI, CEKME KARNE YASINI...
YAG BAKKALDA, UN CUVALDA, SEVGILIN SON DURAKTA...
KARIN OLMAK ISTIYORUM KARIN, EY BENIM KARDAN ADAMIM...
DOKTORUM SIGARADAN UZAK DURMAMI SOYLEDI, BEN DE BIR METRELIK BI AGIZLIK YAPTIRDIM...
BIR KAZAN VARMIS. BU KAZAN COK IYI DANS EDIYORMUS. ACAIP ORYANTAL YAPIYORMUS. MUHTESEM KIVIRIYORMUS. BU KAZANA NE DENIR? IYI OYNAYAN KAZANSIN...
KUSURA BAKMA BIRADER, SENI BIRINE BENZETTIM.OLABILIR, BABAM COK GEZERMIS...
ABI BI SEN BAYARSIN BI DE CELAL BAYAR...
SEN TERLEMISSINDIR, SANA TERLIK GETIRIYIM...
ZORLA GUZELLIK OLMAZ, ESTETIKLE OLUR...
DUN EVDE CANIM SIKILDI ,KAFAMA GORE TAKILAYIM DEDIM. TAMIRCIYE GIRMISIM. BIRAZ KAFAM BOZUKTU DA...
BIZIM BIR TANIDIK VARDI,PARAYA PARA DEMEZDI, CUNKU "R" LERI SOYLEYEMEZDI...
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|
|
|
|
|